1 Nisan 2008 Salı

adı olmayan XV

-ne zaman uyandın
--hala uyanmış değilim,düş gibi
-belkide aynı düşteyiz
--ve bir gün uyanacağız,ne acı



ikiside susuyordu...seyretmenin keyfi...suskunluk hiç batmıyordu bir yerlerine...paylaşabilmek suskunluğu,çığlıklara geldiğinde kolaylık sağlardı...neden sonra kadın teklifi sundu...
-beraber okumayı isterim
--en baştanmı? dedi çok gereksiz yere ama içine sığmayacak bir heyecanla...
-evet dedi kadın -neden olmasın.nasılsa daha çok var trenin gelmesine...
oturmalıyım hemen dedi,düş gibi dedi,kenara ben oturmalıyım,sıkmamalıyım dedi,kaçırmak istemiyorum dedi,tren gelmesin dedi,kitap bitmesin dedi,zaman akmasın dedi...dedi...kendisinin bile duyamayacağı kadar içlerden bir yerden...

gözlerinin acıdığını hissetti...kapatıp açtığında hala aynanın karşısında dikilmiş duruyordu...hayatındaki en tatlı yaşanmış anı tekrar ama aynı lezette yaşamıştı,onca yaşanmış olumsuzluktan sonra bile...içeriye geçti,masaya doğru yürüdü...ki masa bir yandan kendisini geçmişe götürecek bir araç olup öte yandan yaşanmış acıları tekrarlamayı sağlıyordu...iç çekişle oturdu yerine...herşey bir önceki geceden kalmaydı,değişen tek şey akıp gitmiş olan zamandı...ağır ve acıtan zaman...

Hiç yorum yok: