22 Mayıs 2008 Perşembe

adı olmayan XXII

-anlatsana
--susuyorum ya işte
-anlamam için ne yapmam gerekir
--dinle boşlukta asılı tüm harfler zaten
-keman sesi geliyor
--notaları yakaladın,harflere tutun...



...uzun bir süre tepkisiz kaldı kendine ve suya...banyosunu gözledi bir süre...sessizlikve yalnızlık tek hakimiydi ortamın...hayatı boyunca tek girmişti suya o gelene kadar...ve onunla yaşamıştı en ağır sevişmelerini suyun altında,şimdi ise yargılamalarını...hesabını yaptı geride kalana dair olanın...bir çıkarım elde etmemek adınaydı...bir anlamda teslim etmişti tüm herşeyini,kendisine dair birşey yaratılacaksa,şekil veren eller onun elleri olsun istemişti..o kadar teslimdi ki onun için savaşması gereken yerlerde bile bayrak elindeydi...şimdi anlıyordu,içinde sevgi de olsa teslimiyet yanlıştı...asıl direnmeyle yücelirdi sevgi,sevgiye rağmen...hesapsız ve yargısız gitmişti ona,hep susmuştu...şimdi yargılamaya başladığında bu suskunluğunu,iç hesaplaşmalara dair susmuş olduğunu gördü...bütün silahları kendine doğrultmak ve vurmak,beraberinde götürmek olmuştu ve gidişine karşılık arkasını dönmüştü...hayatı boyunca bütün hisleri donuk yaşamıştı ve soğuk kanlılık kazandırmıştı kendisine bu durum...gurur yaptım diye düşündü,ezik bir gurur...içinin acıdığını hissetti...çok ani verdi kararını,geri dönmeliydi...hatta,belki şimdi...orda olmasa da gitmeliydi,bulmalıydı...hem kendisi hem onun için vermeliydi en ağır savaşını...kendine geldi ve bakındı...ilk önce suya gömdüğü bedenini kurtarmalıydı sonra da hayatında sahip olduğu en güzel şeyin parmaklarının arasından akıp yitmesine izin vermemeliydi...

Hiç yorum yok: