1 Nisan 2008 Salı

adı olmayan VII

-renkleri mi en çok özlerim sence,ışığımı
-renkleri
-neden
-ışık sensin,sen yoksan renk te olmaz
-sana göre
-niye ben renk değimliyim,bilememmi



Gözlerini açtığı anda kirpiklerinin yandığını gördü…yükselen,sarmal bir alevin tam ortasındaydı…yanan şeylerin çatırtısı geliyordu yanmaya devam eden kulaklarına ve artık yerinde olmayan burnu kendi yanmışlığının kokusunu alıyordu…her tarafı dökülürken müthiş acılar sarmıştı bedeninin her yanını ama en çokta elleri acıyordu nedense…refleks halinde koşmayı denedi ama ayaklarının tabanı da yanmıştı ve ayakta duramayarak çöktü yere…bakındı etrafına,inanılmaz bir yok olma sürecinde olduğunu fark etti… beyni hala çalışıyordu,ateş henüz ulaşmamıştı oraya,sürünerek çıkmaya çalışırken alevlerden,ne tuhaf dedi ama dediğini kendisi bile duymadı…daha doğumunun hemen ardından itibaren hep yok olmayı düşlemiş bir olarak böyle bir süreçten kaçıyordu şimdi,hem de sürünerek…hangi umutlar vardı ki bu kaçışı besleyen,neyin peşinden yada neye doğru sürüklüyordu ki kendisini…hep özlem duyduğu an gelmemiş miydi… ama o oradan çıkmaya çalışıyordu…anlam veremedi buna,belki hala bir özlemi,düşü yada beklentisi yoktu da sadece yok olmanın verdiği acıya dayanamıyordu,belki hepsi buydu…bilemiyordu ama sürünmeye devam ediyordu alevlerin en az olduğunu sandığı bir yere doğru…her kulaçta bir parça daha kopuyordu bedeninden…geriye dönüp baktığında parça parça etlerin düştüğü yerde yanmaya devam ettiğini gördü…alevleri aştığımda geriye bir şey kalacak mı acaba diye geçirdi aklından…hala en çok acıyan yanı elleriydi ve hala anlayamıyordu bunu…

Hiç yorum yok: